20 Mayıs 2011 Cuma

MEHMET EMİR'Lİ 3. AY



Zaman su gibi akıp geçiyor. Tatlı oğlum Mehmet Emir dünyaya geleli 3 ay oldu bile. İnanın insan nasıl geçtiğini bile anlayamıyor. Bir taraftan ilk doğduğu günlere kıyasla kocaman oldu oğluşum. Kucağıma aldığımda artık kollarımdan taşıyor:) Bir taraftan da kocaman dünyada 3 aylık hayatıyla mimiminnacık benim yavrum. Allahın izniyle daha yaşayacağımız çok uzun ve güzel günler var önümüzde...



Günlerim Emir'le dolu dolu geçiyor hep. Tabi bir yandan ev işleri ve açık öğretim sınavlarına da hazırlandığım için bloğuma vakit ayıramıyorum. Emir'in uyku vakitlerinde işlerimi halledip biraz da sınavlara hazırlık yapıyorum. Mayısın 28-29'undaki sınavları atlattıktan sonra 2 haftalık bir tatil planı içindeyiz. Daha doğrusu memlekete gitmeyi istiyoruz. Emir'i daha onu görmeyen eş,dost, akraba ile tanıştıracağız:) Daha Konya'da da Emir'le tanışmayı bekleyen dost ve arkadaşlarımız da var. Özellikle iş yerindeki arkadaşlarım. Emir de sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyor ancak şu yoğun günler ve memleket gezisinden sonra inşallah.



Sonrasında bloğuma daha çok yazacak şeyim ve zamanım olacak. Bunların başında Emir'le doğum hikayemiz ve Emir için yaptığım küçük hazırlıklar geliyor. Aslında bunları sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum ama biraz daha vakit var. İnşallah bomba gibi geri dönücem:)



Bir de eklemek istediğim bir şey daha var. 1 yıl süreyle (bir aksilik olmazsa) inşallah oğlumu kendim büyüteceğim. Yani ücretsiz izne ayrılmış bulunuyorum. Dünyaya yeni gelen minicik bir yavrunun ilk yıllarında dünya ile bağını kurmasına yardımcı olacak kişiler anne-babası ve daha çok da annesi. Dolayısıyla Emir'in ilk yılında ona ne kadar vakit ayırabilir, onun ne kadar yanında olabilirsem ilerleyen dönemlerde onun hem ruhsal hem fiziksel olarak daha sağlıklı bir birey olarak yetişmesinde katkımın olacağını düşünüyorum. İnşallah ilk dişine, ilk adımına, ilk kelimelerine şahit olacağım bu bir yıllık süreç küçük ailemiz için güzel geçer.



Tekrar görüşene dek şimdilik hoşçakalın...

8 Mayıs 2011 Pazar

ANNE OLMAK...


Bu sene anneler günü benim için daha bir anlamlı, daha bir özel, daha bir başka...


Çünkü bu sene ben de bir anneyim.




Küçük bir mucizeye tanıklık ediyor olmanın verdiği hazzı, insanın içinde yavrusuna karşı coşan sevgi şelalelerini, gülümsemesiyle size dünyaları hediye edişini, bir dokunuşun, bir bakışın size neler neler kattığını ve daha bir çok şeyi bir arada yaşamayı yani anne olmayı tarif etmek imkansız. Sadece yaşanabilecek bir duygu bence.




Her sene annemi arar anneler gününü kutlardım. Mutlu olurdum:) Mutlu olurdu:)
Bir çocuk olarak mutlu olmakla, bir anne olarak mutlu olmanın farkını bu sene anladım.



Canım Mehmet Emir'imin dünyaya gelmesiyle anladım.


O uyurken, bir film seyreder gibi yüzünü seyretminin verdiği hazdan anladım.


O ağlayınca, içimin cız etmesinden, benim canımın daha çok yanmasından anladım.


O gülünce, kalbimin taşıyamayacağı kadar mutlulukla dolmasından anladım.


...


Kısacası o bana anne olmanın ne demek olduğunu anlattı.




Mehmet Emir, güzel yavrum, seninle 2 ay 20 günden beri yan yana, koyun koyuna, kucak kucağayız. Bu benim ilk anneler günüm. Anne olmanın günü olmaz gerçi ama başkaymış bu günde anne olmanın verdiği haz. İyi ki varsın Annecim. İyi ki dünyaya gelmişsin. İyi ki Allahım seni bana göndermiş.




İnşallah bundan sonra da seninle nice anneler gününü kutlarız. Her ne kadar bu sene baban senin adına bana güzel bir anneler günü hediyesi almış olsa da senin minicik ellerinden alacağım bir kır çiceğini ve minicik dudakların arasından çıkacak "Canım annecim, anneler günün kutlu olsun" diyeceğin günleri sabırsızlıkla bekliyorum.




Seni çoooooooooooooook ama çoooooooooooook SEVİYORUM canım OĞLUM.




Veeeeeeee bütün anneler, anne olmayı bekleyenler sizin de anneler gününüz kutlu olsun...




Dip Not:


Mehmet Emir 18 Şubat 2011 günü dünyaya geldi. Biliyorum Mehmet Emir'in doğacağı haberini paylaştığım o günden bu yana bloğuma hiç bir post ekleyemedim. Hem yeni bir hayata alışıyor olmanın verdiği telaş, zamansızlık, hem de blog yasağının araya girmiş olması beni biraz bloğumdan uzaklaştırmıştı. Artık yeni hayatımıza alıştık ve blog yasakları da kalktı. İnşallah bundan sonra daha çok paylaşımlarla bloğumda olmaya devam edeceğim.