Zaman su gibi akıp geçiyor. Tatlı oğlum Mehmet Emir dünyaya geleli 3 ay oldu bile. İnanın insan nasıl geçtiğini bile anlayamıyor. Bir taraftan ilk doğduğu günlere kıyasla kocaman oldu oğluşum. Kucağıma aldığımda artık kollarımdan taşıyor:) Bir taraftan da kocaman dünyada 3 aylık hayatıyla mimiminnacık benim yavrum. Allahın izniyle daha yaşayacağımız çok uzun ve güzel günler var önümüzde...
Günlerim Emir'le dolu dolu geçiyor hep. Tabi bir yandan ev işleri ve açık öğretim sınavlarına da hazırlandığım için bloğuma vakit ayıramıyorum. Emir'in uyku vakitlerinde işlerimi halledip biraz da sınavlara hazırlık yapıyorum. Mayısın 28-29'undaki sınavları atlattıktan sonra 2 haftalık bir tatil planı içindeyiz. Daha doğrusu memlekete gitmeyi istiyoruz. Emir'i daha onu görmeyen eş,dost, akraba ile tanıştıracağız:) Daha Konya'da da Emir'le tanışmayı bekleyen dost ve arkadaşlarımız da var. Özellikle iş yerindeki arkadaşlarım. Emir de sizlerle tanışmak için sabırsızlanıyor ancak şu yoğun günler ve memleket gezisinden sonra inşallah.
Sonrasında bloğuma daha çok yazacak şeyim ve zamanım olacak. Bunların başında Emir'le doğum hikayemiz ve Emir için yaptığım küçük hazırlıklar geliyor. Aslında bunları sizlerle paylaşmak için sabırsızlanıyorum ama biraz daha vakit var. İnşallah bomba gibi geri dönücem:)
Bir de eklemek istediğim bir şey daha var. 1 yıl süreyle (bir aksilik olmazsa) inşallah oğlumu kendim büyüteceğim. Yani ücretsiz izne ayrılmış bulunuyorum. Dünyaya yeni gelen minicik bir yavrunun ilk yıllarında dünya ile bağını kurmasına yardımcı olacak kişiler anne-babası ve daha çok da annesi. Dolayısıyla Emir'in ilk yılında ona ne kadar vakit ayırabilir, onun ne kadar yanında olabilirsem ilerleyen dönemlerde onun hem ruhsal hem fiziksel olarak daha sağlıklı bir birey olarak yetişmesinde katkımın olacağını düşünüyorum. İnşallah ilk dişine, ilk adımına, ilk kelimelerine şahit olacağım bu bir yıllık süreç küçük ailemiz için güzel geçer.
Tekrar görüşene dek şimdilik hoşçakalın...