14 Şubat 2011 Pazartesi

GÜZEL BİR GÜNDE GÜZEL BİR HABER

Bugün Mevlid Kandili...
Peygamber Efendimizin dünyaya geldiği gün. Öncelikle herkesin bu özel günü hayırlı olsun. Allah bu güzel günde yapacağınız tüm dualarınızı kabul eder inşallah.


Bugünün benim için ikinci güzel yanı ise Oğlumuz Mehmet Emir'in 18 Şubat 2011 Cuma günü aramıza katılacak olmasını öğrenmiş olmam. Yani oğlum 4 gün sonra Allah nasip ederse artık göbişimde değil kucağımda olacak.


Bebeğimi normal bir şekilde dünyaya getirmeyi çok isterdim. Ama malesef tıbbi nedenlerden dolayı cerrahi operasyonla dünyaya gelmek zorunda kalacak yavrum. İnşallah oğlumun doğumunu uzun uzun yazma fırsatım olur.


Şimdilik hem kandilinizi kutlayayım hem de benim için mutluluk verici bu haberi sizinle paylaşayım istedim.


Oğlum Mehmet Emir'e Not:
Az kaldı annecim. 4 gün. Sadece 4 gün sonra kollarımın arasında olacaksın. Küçücük gözlerini, burnunu, ağzını, yüzünü, ellerini, ayaklarını, bedenini artık merak etmek zorunda olmadan doya doya görebilecek, kucaklayabileceğim seni. Çok yakında...
Geliş tarihini öğrenmek, baban ve benim daha çok heyecanlanmamıza neden oldu. Sanırım bu heyecan 18 Şubat 2011 Cuma gününe kadar katlanarak artacak. Seni şimdiden çoooooook seven annen ve baban gelmeni dört gözle bekliyor...


Sevgiyle kal bebeğim...

7 Şubat 2011 Pazartesi

BANYO ZAMANI...



Mehmet Emir'im için aldığımız bakım ürünü ve banyo malzemelerini koyabileceğim bir kutu yaptım. Evdeki kutuları bu şekilde değerlendirmeyi seviyorum. Hem malzemeleri bir arda, derli-toplu tutuyor hem de şık görünüyor.
Daha önce de buna benzer bir kutu çalışmam daha olmuştu. Görmek için tık tık lütfen:)
Aynı kutunun değişik boylarından bir kaç tane daha yapmıştım. Yünler, hobi malzemeleri, dikiş malzemelerimi bu kutular topluyor.
Oğlum için yaptığım kutumuz da bu işte. Banyo zamanı gelince elimizin altında olacak hepsi.


3 Şubat 2011 Perşembe

GRİ- KIRMIZI

Oğlumuz için çoğu hazırlığımızı tamamladık diyebilirim. Mutlaka eksiklikler olacak. Çünkü minik bir birey dünyaya gelecek ve bundan sonra ihtiyaçları artarak devam edecek. Ama biz şimdilik yapmamız gereken hazırlıkların büyük kısmını bitirdik.

Başlangıçta oğlumuza alacağımız şeyler için belirli bir konsept ya da renk tercihimiz olmadı. Eşimle birlikte ihtiyaçlarımızı alırken sadece gözümüze güzel, sevimli görünen şeyleri seçtik. Ama alış-veriş ilerledikçe aldığımız çoğu şeyin gri-kırmızı tonlarında olduğunu fark ettik. Sonradan "Eee almışken gri-kırmızı olan olsun" dedik.

İşte oğlumuz için aldığımız gri-kırmızı şeyler;

  • Oyun Parkı Yatak


Yatak seçimi konusunda daha önce bir post yazmıştım. Hem posta yapılan yorumlar, hem çevremdeki arkadaşlarımın görüşleri, hem de internette yaptığım araştırma sonucunda oyun parkı şeklinde olan yatağa karar verdik. Şimdilik çalışma ve misafir yatak odası olarak kullandığımız odamızda kurulu. Havalanması için aldığmız ilk gün kurdum. Bebeğimiz dünyaya gelince muhtemelen yatak odamıza taşınacak. Oldukça kullanışlı görünüyor. altında tekerlekleri var ve demonte etmeden odadan odaya taşıyabileceğiz. Demontesi çok kolay ve ebatları oldukça küçülüyor. Yani istediğiniz yere götürebiliyorsunuz. İki kademeli yükseklik ayarı sayesine sanıyorum 3-4 yaşına kadar rahatlıkla kullanabileceğiz. Ondan sonra da zaten yeni bir oda takımı alırız diye düşünüyorum.

  • Taşıma ve Oto Koltuğu




Yatak ve taşıma koltuğunu aynı yerden aldık. Alırken yukarıda da belirttiğim gibi kesinlikle ikisi de aynı renk olsun diye bir fikrimiz yoktu. Bebeğimiz erkek diye mavi tonlardaki ürünleri çıkarıyorlardı hep önümüze. Ama eşimle böyle bir takıntımız olmadığı için değişik alternatiflere yöneldik. Önce yatağı sonra da bu gri- kırmızı taşıma ve oto koltuğunu aldık.

  • Bebek Bakım Çantası



Bu bebek bakım çantasını daha geçtiğimiz hafta sonu aldık. Aslında ilk tercihimiz aynı çantanın lacivert- kırmızı olanıydı. Bebeğimle birlikte heryere sürüyeceğim bu çantayı özellikle koyu renk seçmiştim. Aldık eve geldik. Ancak baktım olmadı. Diğer eşyaları ile uyum sağlamadı. Eşime de rica ettim. Gittik gri-kırmızı olan fotoğraftaki çantayla değiştirdik. İyi mi oldu? Bence iyi oldu:) Siz ne dersiniz?

  • Bebek Battaniyesi



Bu yumuşacık kadife battaniye de bilinçli olarak seçilen gri- kırmızı ürünlerden biri. Üstelik yanında beresi ve patikleri de var. Çok beğenerek aldım.

  • Veeeee Kıyafetler




Özellikli seçilen bir ürün değil. Öyle denk gelenlerden. Bir diğeri de aşağıdaki çıt çıtlı badiler. Hamile kaldıktan sonra uzun süre bebek alış-verişi için bekledik. İnsanın her ihtimali düşünmesi gerekebiliyor. O yüzden acele etmedik. Ama ben yine gittiğimiz mağazalarda hep bebek reyonlarını dolaşıyordum. Bu badiler de erken dönemde oğlumuza aldığımız ilk kıyafetlerden birisi.

Şimdilik gri- kırmızı serimiz bu kadar. Belki bundan sonra da alacağımız ürünlerde bu renk konseptine uyarız. Bilemiyor, garanti veremiyorum:) Şimdilik sadece oğluma sağlıkla kavuşmayı diliyorum Allah'tan. Gerisi nasıl olsa halledilir.

2 Şubat 2011 Çarşamba

YALANCIKTAN YAPMIŞ:)


Oğlumuza kavuşmamıza artık sayılı günler kaldı. Ama zaman zaman gelmek için sabırsızlanıyor sanırım.

Geçtiğimiz perşembe gecesi yatağa girerken sol kasığımda hafif bir ağrım vardı. Gece herhangi bir şikayetim olmadı ancak sabah uyandığımda ağrının geçmediğini fark ettim. Eşim işe çok erken gittiği için ona bir şey söyleyemedim. Ben de kalkıp işe gittim. Ancak otururken kaybolan ağrım ayağa kalkınca rahatsızlık veriyordu. Mesai arkadaşlarım doktorumla görüşmemi önerdi. Sürekli takiplerimi yaptırdığım doktorumun hastanesinin iş yerime biraz ters olması ve tek başıma gitmek istemeyişim yüzünden iş yerime yakın olan Kadın Doğum Hastanesine müracaat ettim. Burada yapılan usg, nst gibi tetkikler sonucunda doktor doğumun yaklaştığını istersem hastaneye yatırabileceğini istersem evde istirahat edip doğuma yönelik belirtiler başlayınca hastaneye müracaat edebileceğimi söyledi. Ben de kendi doktoruma gitmeyi tercih ettim.
Eşime haber verdim ve birlikte kendi doktoruma gittik. Orada da yapılan tetkikler sonucu doktorum da hemen hemen aynı şeyleri söyledi. Ancak rahimde bir açılma söz konusu olmadığı için hastaneye yatıp yatmamayı bana bıraktı. Eve gidip istirahat etmeyi tercih ettim. Doktorum, gece şikayetlerin artarsa mutlaka geliyorsun, ancak şikayetlerinde azalma veya tamamen geçme dahi olsa yarın mutlaka kontrole geliyorsun diyerek beni eve gönderdi.

Tabi bu arada erken doğuma riskine karşı, bebeğin ciğerlerini geliştirecek bir tedavi uygulandı. Ertesi günü yine doktoruma giderek gerekli kontrolleri yaptırdım. Bu sırada benim şikayetlerim ortadan kalkmıştı. Doktorum da gelişmelerin normal oduğunu ve beni 1 hafta sonra tekrar görmek istediğini söyledi. Biz de bunun üzerine gönül rahatlığıyla evimize döndük. Yani küçük bey yalancıktan geliyorum dedi bize.

Normal şartlarda 32. haftadan 37. haftaya kadar doğum iznimi doğum sonrası için aktarmıştım. Yani bu haftayı da çalışarak geçirmem gerekiyordu. Ancak küçük bey buna müsade etmedi. Doğum sonrasına 4 hafta iznimi aktarmış oldum. Buna da şükür diyerek artık doğum öncesi iznime başlamış bulunuyorum.

Aslında doğum iznine ayrıldıktan sonra bebeğim için yapmak istediğim o kadar şey vardı ki, hamileliğin son aşamalarının verdiği ağırlık buna izin vermiyor. Kendimi yormadan yapabildiğim kadarını yapmaya çalışacağım. Ama herşeyden önce bebeğimle kendi sağlığımıza dikkat etmem gerekiyor. Sağlık olduktan sonra diğer şeylerin önemi yok diye düşünüyorum.

Bir taraftan bunları yazarken diğer taraftan da oğlumun tekmelerine maruz kalıyorum. Sanırım kendisini size şikayet etttiğimi fark etti :)

Annecim ben senden hiç şikayetçi olur muyum?

Sen benim ilk göz ağrım, ilk bebeğim, ilk heyecanımsın.

Babanla birlikte seni dört gözle bekliyoruz.

Seni şimdiden öyle çok seviyoruz ki bunu tarif edemem.

Geldiğinde eminim hayatımız daha farklı olacak.

Senden önce ve senden sonra bizim miladımız olacak.

İnşallah salğıklı bir şekilde seni kucağımıza alırız.

Görüşmek üzere bi tanem...(: