6 Ekim 2010 Çarşamba

ÖRGÜ BATTANİYE ÖN İZLEME

İnsanın kendi çocuğu için bir şeyler yapması çok güzel bir duyguymuş. Ancak en zor tarafı, ne yapsam, ne renk olsa, hangi model daha iyi olur sorularına cevap vermek olsa gerek. Çünkü en iyisi olsun, en güzeli olsun istiyor insan. Eminim tüm anneler ve anne adayları da benim gibi düşünüyordur.

Ben de prensim için bir battaniye örmeye başladım. Bir önceki postumda da bahsetmiştim. İşte o battaniyeden ön izlemeler…

Eni yaklaşık 110 cm civarında.



Boyuna ise henüz karar vermedim. Standartları da bilmediğim için sanırım eninden bir 10 cm daha uzun yapacağım. Bu konuda fikri olanlar paylaşabilirler. Benim hesaplarıma göre yaparsam 9 yumak yeterli olacak.


Bunlar da benim, battaniye için ip alırken görüp aşık olduğum miniş Nakolar. Fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere normal boyutlarından oldukça küçükler. Ama çok sevimliler değil mi?


Renkli işlemeler yapmak istediğinizde büyük yumaklar almak yerine bu minişlerden alıp kullanıyorsunuz. Tabiî ki bu sevimli şeylere kıyabilirseniz :)

Bu arada oğlumuz bugün itibariyle 18. haftasını tamamladı. Artık onun hareketlerini hissedebiliyorum. Bazen çok belirgin bir şekilde, bazen de o muydu acaba diyerek sürekli hareketlerini takipteyim. Henüz babamızın bu güzel deneyimi yaşama şansı olmadı. Çünkü dışarıdan karnıma dokunulduğunda hissedilip hissedilmediğini bilemiyorum. Zaman çok çabuk geçiyor. Babasının da onu hissetmesi yakındır:)


Bir taraftan iş, bir taraftan hamilelik insan çabuk acıkıyor:) Biz de oğluşumuzla ne yapıyoruz, 1 bardak süt eşliğinde iki dilim kakaolu- çikolatalı kek ve biraz bademi mideye indiriyoruz. Aslında süt içmeyi hiç sevmem ama oğlumun hatırına çiğ tavuk bile yerim:P Kalsiyum ihtiyacımı daha çok peynir ve yoğurttan almayı tercih ediyorum. TRT’de yayınlanan bir programda uzman konuk (adını şimdi hatırlayamadığım, bir üniversitede öğretim üyesi) kalsiyumun daha çok sütün sert hallerinde bulunduğunu ifade etti. Bu ne demek oluyor? Süt ürünlerinde en çok kalsiyum en sert peynirde yer alıyormuş. Örneğin kaşar peyniri gibi. Daha sonra kalsiyum oranları, kıvam olarak sertten ve sıvıya doğru (beyaz peynir, süzme yoğurt, taze yoğurt, kefir, süt gibi…) giderek azalan bir tablo çiziyormuş. Bunu duyunca çok sevinmiştim. Peynirin her türlüsüne ve yoğurda bayılırım ama maalesef süt için aynı duyguyu paylaşamıyorum. Sadece oğlum için zaman zaman içmeye çalışıyorum. Umarım faydası oluyordur. Bademlerimiz de annemlerin bahçesinden. Geçen yaz kendi topladığımız bademlerden eve getirmiştim. Ancak apartman ortamı badem kırmak için uygun bir yer olmadığından uzun süre beklediler. Ramazan ayı içinde gittiğimiz iftar pikniğinde bademleri de yanımda götürerek sohbet eşliğinde kırarak ayıkladım. Şimdi de afiyetle yiyoruz.

Bu arada içimden geldi kek tarifini de vereyim:) Nasıl yaptığı mı merak edenler olur belki:)))

Kakaolu- Çikolatalı Kek için malzemelerimiz:
- 1 su bardağı süt
- 1 su bardağından 1-2 parmak eksik sıvı yağ
- 1 su bardağı toz şeker
- 3 adet yumurta
- 1 paket kabartma tozu
- 1 paket vanilya
- 2-3 yemek kaşığı kakao
- 1 paket çikolata (Ülkerin, Etinin tablet çikolatalarından. Ben Torku’nunkini kullandım)
- Aldığı kadar un

Yapılışı:

  • Öncelikle tüm malzemelerimizin oda sıcaklığında olmasına özen gösteriyoruz. Kek kalıbımızı margarinle yağlayıp üzerine un serperek unun kek kalıbına yapışmasını sağlıyoruz. Unun kek kalıbına yapışmayan fazla kısmını alıyoruz.


  • Tablet çikolatamızı parçalara ayırarak benmari usulü eritiyoruz.


  • Çırpma kabına yumurta ve şekerimizi koyuyoruz. Mikserimizin önce düşük devrinde 2-3 dakika çırpıyoruz. Mikserimizin devrini yükselterek şekerler eriyene ve yumurta ile kremamsı bir hal alana kadar çırpmaya devam ediyoruz.

  • Süt ve sıvı yağı ilave edip karışım homojen bir hale gelince kakaomuzu ekliyoruz. Ardından eriyen çikolatamızı da ekleyerek biraz daha çırpıyoruz.

  • Unumuzu eleğimizin içine alıyoruz. İlk aşamada 1-1,5 su bardağı kadar un kullanabiliriz. Üzerine kabartma tozu ve vanilyamızı döküp çırpma kabına eleyip karıştırıyoruz. Kıvamına göre ½- 1 bardak kadar daha unu eleyerek kek hamuruna ilave edebiliriz. Unun miktarı sıvılarımızı ölçtüğümüz bardağın ve yumurtalarımız boyutuna göre değişebilir. Hamurumuz koyu ve akışkan bir kıvamda olmalı.

  • Uygun kıvamı yakaladıktan sonra yağlanmış ve unlanmış kek kalıbımıza karışımı döküyoruz. Kalıbımızı önceden 200 derecede ısıttığımız fırınımızın orta katına yerleştiriyoruz. Adet olduğu üzere ilk 15 dakika kesinlikle fırınımızın kapağını açmıyoruz:) Bu sürede zaten kekimiz kabarıyor ve dış kısmı kabuk bağlamaya başlıyor. Ben kekin iyice kabarıp dış kısmı kabuk bağladıktan ve kuruduktan sonra fırının ısısını 180 dereceye düşürüyorum. Böylelikle kekin içinin çekmesini sağlamış oluyorum. Bir kürdan yardımı ile kekin içinin pişip pişmediğini kontrol edip, kürdan temiz çıkmışsa fırını kapatıyorum. Eğer kürdana kek bulaşmışsa fırının ısısını biraz daha düşürerek pişirmeye devam ediyorum.

    Sonraaaaa kekimizi afiyetle yiyoruz:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hadi birşey söyle:)